15 Mart 2008 Cumartesi

Wenger beklemez

Mathieu Flamini Arsenal ilk 11'inde düzenli bir yer edinebilmek için üç sene bekledi. Bu süreçte bir ara sol bek bile oynadı. Bu sene istediği yerde istediği formaya kavuşan Flamini'nin sezon sonu kontratı sona eriyor. Hala kontrat yenilememesi de takımdan ayrılacağına yoruluyor. Hatta Juve ve Milan isimleri ön planda şimdilik.

Flamini galiba Wenger'in kendisine yalvaracağını falan düşünüyordu. Wenger'in, Flamini'nin yerine şimdiden St. Etienne'de oynayan Loic Perrin'in peşine düştüğü dedikoduları var ortalıkta. İki ay önce düzenli oynamak istediği için takımdan ayrılan Lassana Diarra'ya örnek olarak Flamini gösteriliyordu. Pek de iyi bir örnek olmadığı ortada...

Daha yeni iyileşmemiş miydi?


Liverpool'un Danimarkalı savunma oyuncusu Agger sezonu kapattı. Eylül ayından beri ilk kez geçenlerde rezerv takımla maça çıkan Agger tarak kemiğindeki sakatlık yüzünden haftaya ameliyat olacakmış. Bir sene içinde iki ameliyattan sonra nasıl geri gelir bir dahaki sezon bilinmez ama Skrtel transferi için Benitez'i tebrik etmek lazım. Agger'i pek aramazlar bu sezon...

Kicks Online


New Star Soccer oyununu herkes hatırlar. Profesyonel futbola adım atıp kontratlarımız, sponsorlarımız ve skandallarımızla gerçek futbolcu havasına girdiğimiz görüntüsü kötü, içeriği güzel bir oyundu. Bu oyunun müptelaları olan bizler için şimdi yeni bir oyun daha var. Bireysellik yönünden NSS'ye benziyor. Yine kendimiz oynuyoruz ama ayrıldıkları birçok nokta var.
Oyunun konusu sokak futbolu. En yüksek level 50, normal futboldaki gibi pozisyonlar mevcut (Defans, Orta Saha , Forvet). Level 18'e kadar seçtiğimiz mevkilerde ilerliyoruz, 18'den sonra gelişmiş pozisyonumuzu seçiyoruz. Normal RPG'lerde olduğu gibi skill alabiliyoruz, çeşitli kıyafetler alabiliyoruz, kendi statlarımızı dağıtabiliyoruz. Maçlar 3v3, 4v4 ve 5v5 şeklinde yapılıyor. 25 ve üstü olduktan sonra kendi kulübümüzü kurabiliyoruz, kulüpler arası turnuvalar gerçekleşiyor.
Online olarak oynanan bu oyunu denemeniz şiddetle tavsiye edilir. Ayrıca müthiş arkadaşlıklar oluşuyor. Özellikle biz Türkler olarak birbirimizi çok kolluyoruz...

Çeyrek Finaller


Şampiyonlar Ligi

Arsenal-Liverpool

Fenerbahçe-Chelsea

Schalke 04-Barcelona

Roma-Manchester United


Yarı Final

Arsenal-Liverpool /Fenerbahçe-Chelsea

Schalke 04-Barcelona /Roma-Manchester United


Uefa Kupası

Bayern Leverkusen - Zenit

Glasgow Rangers - S.Lisbon

Bayern Münih - Getafe

Fiorentina - PSV Eindhoven


(Normai şartlarda bu eşleşmeleri dün yorumlayarak yazmak istiyordum ama telekomun bitmek bilmeyen eziyeti yüzünden dün de internete bağlanamadım. Dünden beri o kadar çok yorum yapıldı ki şimdi yorum yapmak biraz abes kaçar.)

14 Mart 2008 Cuma

Son iki de tamam kura birazdan


Uefa kupasında çeyrek finale kalan son iki takım da belli oldu. Werder Bremen Weser-Stadion'da ağırladığı Rangers'ı Diego'nun golüyle yendi ama elendi. İlk maçta yedikleri (Wiese'nin yediği) goller yüzünden, kadro olarak çok üstünde oldukları Rangers'ı geçemediler. Sporting ise ilk maçta berabere kaldığı Bolton'la Jose Alvalade'de karşılaştı. Manchester United'ın da peşinde olduğu Bruno Pereirinha'nın golüyle turu geçen Sporting, Portekiz'in Avrupa kupalarındaki son temsilcisi olarak yoluna devam ediyor.

13 Mart 2008 Perşembe

Futbol Ekranı



14 Mart Cuma
20.00 V. Manisaspor - Sivasspor (Lig Tv)
21.30 Schalke 04 - Duisburg (Ntv Spor)

15 Mart Cumartesi
13.00 Elazığspor - Erciyesspor (D Spor)
16.30 E. Cottbus - B. Münih (Ntv Spor)
17.00 Sunderland - Chelsea (Fox)
18.10 Monaco - O. Lyon (Kanal A)
19.00 Ankaraspor - Galatasaray (Lig Tv)
19.00 Udinese - Lazio (Ntv Spor)
21.00 D. La Coruna - R. Madrid (Ntv Spor)
21.30 Roma - Milan (24)
23.00 Valencia - Sevilla (Ntv)

16 Mart Pazar
13.00 Kartalspor - Altay (D Spor)
15.00 Konyaspor - Fenerbahçe (Lig Tv)
16.00 İnter - Palermo (24)
18.00 Villarreal - R. Zaragoza (Ntv)
19.00 Juventus - Napoli (24) Bant
19.00 Beşiktaş - Trabzonspor (Lig Tv)
19.00 Bordeaux - Strasbourg (Kanal A)
20.00 Almeria - Barcelona (Ntv Spor)
21.30 Fiorentina - Genoa (24)
21.50 Lens - O. Marsilya (Kanal A)

Ah be Jenas!

Uefa'da ilk altı çeyrek finalist belli oldu dün gece. Tottenham ilk maçtan sonra söylediğim gibi deplasmanda üstün oynadı ve maçı penaltılara taşıdı. Lazovic'in kaçırmasıyla avantajı da eline geçirdi ama önce Jenas'ın sonra da Chimbonda'nın kaçırdığı beş ve altıncı penaltılar PSV'ye turu atlattı. Bayern'e karşı durabilecek tek takımdı Tottenham. Onlar da elendi ya bundan sonra Uefa'nın şampiyonu belli olmuştur bana göre. Bayern'de formalite maçında Anderlecht'i sevindirdi. Belçikalılar elense de Bayern'i yenip birkaç puan daha kazandırdılar ülkelerine. Anderlecht'in ilk golü Serhat'tan.


Everton'a gerçekten çok yazık oldu. Moyes mükemmel motive etmiş takımını rövanş için. Adeta tek kale oynadı Everton. İki tane atıp penaltılara taşıdılar ama Frey'i geçemediler. Özellikle Yakubu o kadar çok gol kaçırdı ki, rahatlıkla tur atlardı Everton sadece birini atmış olsaydı. Muhtemelen bugün Bolton'ın da elenmesiyle İngilizler'in Uefa'da temsilcisi kalmayacak.


Getafe Benfica'yı evinde de yendi, Camacho'ya selamı çaktı. Schuster'in mirasına çok iyi bakıyor Laudrup. Chelsea dedikodusu çıkaranlara gün doğdu tekrar. Leverkusen iki kez öne geçtiği maçta Hamburg'a yenildi ama turu geçti. Bu formları sürerse ligde de geçeceklerdir Hamburg'u. Zenit Marsilya'yı 2-0'la geçti. Gerets çok yanmıştır ilk maçta Arshavin'den 82'de yediği gole ama sürsün artık eşeğini Niğde'ye. Bu arada Zenit'e turu getiren ikinci golün asisti Fatih Tekke'den...

Legendary Goalkeeper


Fm'de Buffon'un kişisel bilgilerine girdiğinizde karşınıza çıkan açıklama bu. Belki de Buffon'u en güzel özetleyen iki kelime. Buffon bir temmuzdan geçerli olmak üzere yeni bir anlaşma imzaladı Juve'yle 2013'e kadar. Kontratla ilgili "35'ime kadar burdayım. Daha başaracağımız çok iş var." diye konuşmuş bugün Buffon. Başka bir takıma gitse rahatlıkla bütün başarıları yakalayabilecekken o kulübünü asla bırakmadı. Serie B'de bile aynı profesyonelliğiyle devam etti Juve'de. Yaşayan Efsaneye de bu yakışırdı...

YORUMSUZ

Bu düzen böyle gider...

Adnan Polat: ''Bu sezon yaptığımız 14 transferin neredeyse 10'u yıldız futbolcu olarak ortaya çıktı. Öncelikli olarak Galatasaray'ın mali, idari ve tesis yapılanması sorunlarını çözüp, mali büyümeyi sağlamlaştırdıktan sonra, düşündükleri oranda büyük yatırımlara gireriz. Aksi takdirde devamlılığı olmayan maceraya girmiş oluruz.'' Polat bu açıklamayı "Yıldız oyuncu transfer edecek misiniz?" sorusuna cevaben yaptı. Meali boğazımıza kadar borç içindeyiz. Borçlar kapanmadan transfer yapmak imkansız. Zaten aynı açıklamada Polat Galatasaray'ı zor günlerin beklediğini ve pembe tablo çizemeyeceğini de söylüyor.

Ama bütün gazetelerde Mehmet Topuz, Gökhan Ünal, Isaksson ve Elmander şimdiden Galatasaraylı oldu bile. Hadi açıklama yapmayan yöneticiler yüzünden kolpa transfer haberleri yapılıyor. Ama açıkça zor günler yaşayacağız diye konuşan birisi ardından bu tür transfer haberleri yapmak taraftarı salak yerine koymaktan başka birşey değil...


12 Mart 2008 Çarşamba

Yalnız gitme Soler


Valencia başkanı Juan Soler sağlık sorunları nedeniyle görevini bırakıyor. Giderken son bir iyilik yapsa da Valencia'ya Koeman'ı da yanında götürse keşke...

Amaç gündemi değiştirmek mi?

Dün gece Liverpool'a kaybedilen maçtan sonra Roberto Mancini sene sonunda ayrılacağını belirtmişti. Bugün Mancini'yle görüşen başkan Moratti, Mancini'nin kararından vazgeçtiğini açıkladı. "Kısa bir konuşma yaptık ve bana takımın başında kalıp gelecek yıl Şampiyonlar Ligi'ni kazanmak istediğini söyledi." Dünkü istifanın sebebi olarak birkaç senaryo atıldı ortaya. Kimisi Moratti'nin Mourinho'yla görüştüğünü ve bunu hazmedemeyen Mancini'nin ayrılma kararı aldığını söyledi. Kimilerine göre ise Figo'nun oynayıp oynamaması hakkında ikili bir tartışma yaşadı ve işine karışıldığı için Mancini isyan etti. Bugün Mourinho'nun Inter'le kesin anlaşmaya vardığı haberleri bile yapıldı. Ama görünen o ki daha 24 saat bile geçmeden kararından cayan Mancini basının Liverpool maçından sonra üzerine gelmesini engelledi. Gündemi değiştirerek kendini olaydan iyi sıyırdı. Güzel strateji açıkçası...

Fantastik Forvet!


Futbolun amatör ruhuyla hareket eden blogumuzda amatör ligden bir haber. Engin Kodan isimli futbolcumuz kendisini gittigidiyorda satışa çıkarmış fantastik forvet olarak. Hedefi olan bir takımda oynamak istiyormuş. Süratli ve gol vuruşlarında becerikliymiş kendisi. Hele bir de istatistiği var ki 40 maç 32 gol 20 asist. İlgilenenlere duyurulur...


Fenerbahçe'de Henry sesleri!


Bu tip haberler önceden Nisan ayıyla beraber başlardı medyamızda. Bütün dünya yıldızlarının ülkemizde top oynamaya ne kadar meraklı olmasına şaşırırdık. Ama Fenerbahçe çeyrek finale çıktı ya, artık herkes gelir onlara. Daha önceden gördüğüm en komiği iki sene önce en iyi döneminde Adriano'nun Fenerbahçe'ye gelmesiydi. Şimdi gelir mi evet ama o zamanlar Bağış Erten çok güzel bir yazı yazmıştı neden gelemeyeceğine dair. Şimdi de Henry'i getiriyor Fenerbahçe'ye Sabah gazetesi. Tepkim transferin imkansızlığına olduğu kadar yapılış şekline de. "Barcelona'nın yeni teknik adamı olması neredeyse kesinleşen Mourinho'nun Eto'o'nun takımda kalmasını şart koşması İspanya Ligi forvet adaylarını Kanoute ve Henry ile sınırlıyor. Mourinho'nun istemediği 30 yaşındaki Henry, bir adım öne çıkıyor." İşte habercilik budur. Rijkaard'ı çoktan kovup Mourinho'yu getirmişler takımın başına. Yetmemiş Mourinho'yla Laporta'nın konuşmalarını ele geçirip kimi gönderip kimi takımda tuttuğunu da öğrenmişler. Ve Barcelona'da istenmeyen bir Henry için tek seçenek olarak Fenerbahçe'yi düşünüyorlar. Henry Fenerbahçe'ye gelmez çünkü talibi olur her zaman hem de Fenerbahçe'yle aynı parayı ödeyebilecek ve hedefi olan takımlar. Kanoute transferi tamam. Fenerbahçe'nin yapabileceği bir transfer bu ama Henry... Asparagas habercilikte son nokta olarak görüyorum. Yakındır başka gazetelerde "Henry Fener'e haber yolladı, Aziz Yıldırım'ı arayıp beni al dedi" türünden haberler...

Özür ve tebrik


Sene başında ona verilen 36 milyon Euro'yu fazla bulmuştum. Çok fazla gelmişti bana onun için ödenen para ama dün gece, bu sezon toplamdaki 26. golünü atarak verilen paraya değeceğini fazlasıyla gösterdi. Tükürdüğümüzü yalattı bize...
Bu arada San Siro'nun iki sahibini bir hafta arayla iki İspanyol yıktı. Fabregas ve Torres, belki onlar son verir İspanya Milli Takımı'nın makus talihine bu yaz...

Bir tek Roma kaldı


İlk maçı 2-0 kaybeden Inter'in umudu vardı aslında bu maçtan önce. "Yes, We Can" diyerek geçirmişlerdi bütün haftayı. Ama unuttukları şey, ilk maçı 2-0 kaybeden hiçbir takım mucize olmadığı sürece Rafa'nın takımını eleyemezdi. Öyle de oldu nitekim. Bu sezon attığı gollerin neredeyse yarısını penaltılardan atan Zlatan'ın kaçırdığı birkaç pozisyon dışında varlık da gösteremedi Nerazzurri. 50'de Burdisso atılınca daha da çaresizleştiler ve Torres'in golü geldi. 2003'teki Juventus-Milan finali ne kadar da uzak geliyor şimdi insana. Şampiyonlar Ligi bu sene tam bir hayal kırıklığı oldu İtalyanlara. Inter her zaman yaptığını yaptı aslında. Ama bu sefer ki 100. yılında olunca daha da bozdu onları. Mancini'nin ayrılması büyük bir kayıp olmayacaktır. Daha iyisini rahatlıkla bulurlar. Şampiyonlar Ligi'nde de yukarılara oynayacak birisi mesela. Benitez'in maçtan sonra "Çeyrek finalde dört İngiliz takımının olması Premier Lig'in gücünü gösterdi." cümlesi üzerine İspanyol ve İtalyanlar ciddi şekilde düşünmeli...

D.T.C.F. Spor!



Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi öğrencileri Orta Bahçede orta - kafa peşindeler. TV'den futbol izlemek dışında seçeneklerimiz olduğunu hatırlayan bu arkadaşların sayısının artması ve her köşe başında buna benzer manzaralar oluşması tek dileğimiz.

11 Mart 2008 Salı

Herkes haklı


San Lorenzo kulübü bugün Libertadores Kupası maçında deplasmanda Bolivya'nın Real Potosi kulübüyle oynayacak. Bu maçın önemli kılan ise 'dünyanın en yüksekte oynanan maçı' olması. 4800 metre yükseklikte oynanacak maç için San Lorenzo kulübü bu deplasmana önceden gidip uyum sağlamaya çalıştı. Ayrıca tam teşekküllü bir sağlık ekibi de götürdüler yanlarında. Oksijen tüpleri, özel ateş düşürücü iğneler... Herşeyi götürmüşler yanlarında. Tıbben 2400 metrenin üzerine çıktığında insan vücudunda halsizlik, kırgınlık, ellerde ve ayaklarda şişkinlik gibi belirtiler görülebiliyor. San Lorenzo belki abartmış olabilir olayı. Düşününce Fifa'nın sonradan caydığı 2500 metre üzerindeki stadlarda futbol oynatmama yasağı mantıklı geliyor insana. Ama bir yandan da fakir ülke takımlarının güçlülere karşı tek kozlarının yüksek rakımda oynadıkları maçlar olduğunu düşününce kararsız kalıyor insan. Morales'in tepkisi var tabi bir de. En yakın zamanda Fifa bir çözüm bulmalı bu işe...

Yine Ridsdale, yine kriz


Peter Ridsdale ismini hatırlıyor musunuz? Leeds United'ın eski başkanı. Hani Galatasaray'la eşleştiklerinde "Rövanşta Galatasaray taraftarının güvenliğini sağla(ya)mam." diye açıklama yapıp lobisiyle Türk taraftarların stada gelmesini engelleyen adam. İki gün önce FA Cup'da yarı finale çıkan Cardiff'in başkanı şu anda kendisi. Leeds United'ı büyük bir mali krizin içine sokup küme düşüren ve bırakıp giden Ridsdale şimdi de Cardiff'i ciddi bir borca sokabilir. Cardiff'in finansal destekçilerinden İsviçreli Langston şirketi, £24 milyonluk alacağını tahsil edemediğinden kulübü mahkemeye verdi. Ridsdale'e göre bu paranın büyük bir kısmı 2016'da bitecek vadeler şeklinde ödenecek. Bu yüzden de kendinden emin bir açıklama yapmış "Cardiff'in geleceği güven altında." diye. Leeds yavaş yavaş çökerken de yapmıştı aynı açıklamaları Ridsdale. Kulüp şimdi İngiltere League One'da bir üst lige çıkma uğraşı veriyor. Umarız tarih tekerrürden ibaret olmaz bu seferlik...

Sadece takım mı kötü?


Michael Owen Newcastle'ın son haftalardaki kötü formu yüzünden İngiltere Milli Takımı'ndaki yerini kaybetmekten korkuyormuş. "Takım olarak kötüyseniz eğer, kişisel performanslar pek dikkate alınmaz ve milli takıma seçilemez." demiş Owen BBC Radio'ya. Kabul Newcastle berbat bir form tutturdu son haftalarda ama sen ne yaptın ki o takımda Owen? Blackburn maçında takım kötü olduğu için mi kaçırdın o kadar golü? Takımın kaptanı olarak moral verici açıklamalar yapması gerekirken kendi kariyerini düşünmek biraz bencilce sanki...

10 Mart 2008 Pazartesi

Hangisi alır?


FA Cup'da eşleşmeler belli oldu. Barnsley Cardiff'le, Portsmouth W.B.A'yla eşleşti. Yarı Final maçları 5-6 Nisan'da, final 17 Mayıs'da Wembley'de. Görünürde en iyi kadroya sahip olan Portsmouth favori. Ama yaşanan tüm sürprizlerden sonra herhangi bir takımı favori göstermek saçma olur. Dördünün de şansı eşit bence. Sizce?

Kovmadılar, o istifa etti!


Geçen hafta Uefa Kupası maçlarından sonra "Benfica Camacho'yu kovsun artık" demiştim. Onlar kovmamış ama Camacho kapının önüne koyulacağını tahmin etmiş olacak ki istifa etti. İyi de yaptı...

Avrupa Ligleri


Premier Ligde lider değişecek gibi. Arsenal Wigan kalesine gol yapamayınca ikinci ve bir maçı eksik Manchester'la puan farkı 2 de kaldı. Chelsea de bu haftayı maç yapmadan geçti ve iki maçı eksik, Arsenal'in 8 puan gerisinde. 3 takımlı şampiyonluk yarışı umarız son haftaya kadar sürer. West Ham bu hafta da Tottenham'dan 4 yedi.


La Liga'da Real Madrid kaçmaya devam ediyor. Espanyol karşısında geriye düşmelerine karşın maçı aldılar ve Barça'nın ikramıyla ikiye düşen fark tekrar sekize yükseldi. Barcelona'da işler iyi gitmiyor. Hafta içi Messi'yi kaybettiler ve yokluğu hissediliyor. Camp Nou'da Villareal karşısında çok etkisiz bir futbol sergilediler ve 10 kişilik konuk ekip 82.de bulduğu golle 3 puanı aldı. Nihat 86'da oyuna girdi. Bir an önce toparlansa da gollerine devam etse! Rijkaard koltuğunda artık hiç rahat değil. Haftanın vurgununu 7 golle Mallorca yaptı. Düşme hattından kurtulmak isteyen Huelva'ya acımadılar. Valencia bildiğiniz gibi. Deportivo karşısında 2 farklı üstünlüğü yakalayıp 1 puana razı oldular.


Serie A'nın abileri Inter, Roma, Juventus ve Milan haftayı galibiyetle kapatırken yukardaki beşliden tek kaybeden Fiorentina oldu. Roma lideri ısrarla takip ediyor. Altı puanlık fark kapanmayacak gibi değil. Ş.Liginde Fenerbahçe'yi gözüne kestiren Totti ve arkadaşları son haftaya kadar mücadeleden vazgeçmeyecekler. Juve'de Trezeguet bu haftayı da boş geçmedi. 16 golle Borriello ile krallığı paylaşıyor. Milan Ronaldo'nun boşluğunu genç Brezilyalı Pato ile doldurmuş görünüyor. Pato bu hafta ligdeki 7. golünü attı.


Bundesliga'da haftanın maçı Stuttgart ve Werder Bremen arasında oynandı.Stuttgart 6 golle Werder'in zirve takibine darbe vururken Bayern evinde zorlanmadan Karlsruher'i Toni ve Ribery'nin golleriyle geçti. 3 puan kaybeden Werder Bayern'le farkın yediye çıkmasını engelleyemedi. Schalke deplasmanda Bielefeld'i 2-0 yenerken Halil'in altı maçlık suskunluğuna son vermesi bizi mutlu etti. Avrupa Şampiyonasında formda bir Halil çok işimize yarayacaktır. Stuttgart'ın genç yıldızı Mario Gomez ve Luca Toni gol krallığında 14'er golle zirvedeler.

9 Mart 2008 Pazar

Kaleden kaleye gol varmış...


Biz bu blogu yaparken ismimiz mahalle maçlarında kullandığımız tabirlerden birisi olsun istemiştik. O yüzden de bu ismi seçmiştik. Ama bugün Petkovic bize yanıt verdi. Sivasspor kalecisi bugün kaleden kaleye gol attı. Sıkıyorsa gelsin bizim mahalle maçımızda yapsın. Vallaha da billaha da saymazdık o golü...

Moratti günah çıkardı!


Inter başkanı Massimo Moratti, Andrea Pirlo'nun Milan'a satışının affedilemez bir hata olduğunu söyledi ve tüm sorumluluğu üstüne aldı. ' Büyük bir hata, onu asla Milan'a vermemeliydim. Inter'e ben getirmiştim ve oyununu da beğeniyordum.' Bor'un pazarıyla ilgili cümle geldi aklımıza!

Garay out, Marquez in


Geçen ay Barcelona'nın Ezequiel Garay'ı sezon sonunda transfer etmek için Santander'le 18 milyon Euro'ya anlaştığı söylenmişti. Ancak son gelen haberlere göre Rijkaard Barca yönetimine Garay'ı almak yerine Marquez'i elinde tutmak istediğini söylemiş ve transfere karşı çıkmış. Galiba ikisine de sahip olup yaşlanan Thuram'ı yollamayı akıl edemiyor. Marquez 29, Garay 22 yaşında. Marquez'in artısı orta sahada da görev yapabilmesi, Garay'ın ise frikik ve penaltıları iyi kullanabilmesi. Ben olsam Garay'ı tercih ederdim. Yaşının genç olması ve geriden iyi oyun kurması sebebiyle. Ya siz?

Fazla harcamayacakmış


Arsene Wenger bu yaz döneminde transfere fazla para harcamayı düşünmediğini söylemiş. Kulüpten kendisine yaz için £69 milyonluk bir harcama yapabileceği garantisi verilmesine rağmen "Geçmiş yıllarda harcadığımız paralara baktığımızda iyi işler başardığımızı görüyorum. Bir menajerin asıl hedefi bütçedeki gelir-gider seviyesine saygı göstermek ve buna göre harcama yapmaktır. Paramız var çünkü doğru tercihler yaptık. Ama elimdeki kadroya güveniyorum ve şampiyon olarak onlar da bana ne kadar doğru bir iş başardığımı ispatlayacaklar." açıklamasında bulunmuş Wenger. Kendine güvenine ve açıklamasına saygımız sonsuz ancak küçük bir uyarı. Kadro pohpohlanırken Manchester enseye çok yaklaştı...

Ne gündü ama!


Fa Cup'da inanılması güç bir gün yaşadı İngilizler bugün. Önce Manchester United evinde Portsmouth'a karşı son yılların en çok golünün kaçırıldığı bir maç oynadı. Van der Sar sakatlandı ama önemli değildi Kusczak vardı. O da gitti Portsmouth'un maç boyunca bulduğu tek pozisyonda Baros'u indirdi ve atıldı. Ferdinand da iyi atladı aslında ama tutamadı Muntari'nin şutunu. Böylece Ferguson'un 99'daki gibi üçlü kupa alma hevesi şimdiden kursağında kaldı.


Bugünlük bu kadar heyecan yeter demiştik ki bir önceki turda Liverpool'u eleyen Barnsley bu sefer de Chelsea'yi eledi. Championship'de kalma savaşı veren Barnsley yarı finale çıkarak büyük iş başardı gerçekten. Bari ligden düşmeselerde lekelenmese bu zaferleri. Terry maçtan sonra "Böyle devam edin ve kupayı alın." demiş Barnsley oyuncularına ithafen. Bu arada küçük bir not. Golü atan Nijeryalı Kayode Odejayi 28 resmi maçtır gol atamıyormuş. Nasip Chelsea'ye imiş demek ki. Hayırlı olsun...

Newcastle Ronaldinho tarzı transferler peşinde!


Başkan Terry McDermott ligde kalmaları halinde Ronaldinho, S. Gerrard tarzı oyuncularla ilgileneceklerini fakat düşerlerse Colchester ve Gillingham gibi takımlardan transfer yapacaklarını açıklamış. Bu haber taraftarları heyecanlandırsa da oyuncular üzerinde yapacağı etki merak konusu. Dün Liverpool'a 3-0 kaybeden Newcastle düşme hattının sadece 3 puan üzerinde.