10 Mayıs 2008 Cumartesi

Böyle intikam mı olur?

Fulham bugün deplasmanda Portsmouth'a kaybederse büyük bir ihtimalle ligden düşecek. Maç öncesi zaten oyuncular, teknik heyet herkes gergin. Ama Stefanovic'in pek umrunda değil galiba bu durum. Muhtemelen sene başından beri hiç oynayamadığı için takımın moralini bozarak intikam alıyor. "Bana maçı kim kazanacak diye sorsanız cevabım kesinlikle Portsmouth olur. Ben Redknapp'ı ve onun yönettiği takımı çok iyi tanıyorum. Fa Cup finaline bizi yenerek gitmek isteyeceklerdir. Bir puan bile alsak çok şanslıyız demektir."
Arkadaşın kendisi de eski bir Portsmouth oyuncusu bu arada. Anladık sene başından beri oynatılmadığın için kızgınsın ve kulübe küsmüşsün. Ama takımın en önemli maça çıkacağı günden önce de böyle açıklama yapılmaz ki kardeşim! Bir de açıklamanın sonuna kulüpten ayrılacağını açıklamış. Zaten bu dakikadan sonra ayrılmazsan da kovulursun o kulüpten...

Şampiyonluğun kaçtığını anlayınca...

"İki takım ligi aynı puanda bitirdiğinde, İtalya'daki gibi, şampiyonu belirlemek için play-off maçları yapılmalı. Eğer aynı puandaysanız aynı seviyedesiniz demektir. Zayıf takımlara daha çok gol atan takım daha iyi değildir."

9 Mayıs 2008 Cuma

15 milyonu getiren Nasri'yi alır

Samir Nasri Marsilya'yla olan kontratını 2012'ye kadar uzattı. Ama bu, onu transfer etmek için bekleyen kulüpler için kötü bir haber değil. Çünkü kontratta 15 milyon Euro'ya serbest kalır maddesi de var. Crouch için 20 milyon Euro mu? Hadi oradan Benitez...

Son haftalarda neler yapmışlar?

Madem bu hafta Premier Lig'de United - Chelsea finali yaşanacak, bu konuyla ilgili biraz daha fazla bilgi verelim. Son 15 yılda iki takım son haftalarda nasıl bir performans sergilemiş diye baktığımızda öne çıkan taraf yine United. Sadece 2 kez yenilen United bu iki yenilgiyi de şampiyonluğu garantilediği zamanlarda almış. Yani kritik süreçlerde son hafta asla yenilmemiş. Chelsea ise son haftalarda 4 kez yenilmiş ve sadece birisi şampiyonluk garantiyken gelmiş. O da 2006'da Newcastle'a karşı...

Fergie ve eski öğrencileri...

Son haftaya Chelsea'yle kafa kafaya girecek olan Manchester United bu hafta Wigan deplasmanında kazanırsa şampiyon olacak. Steve Bruce, Wigan teknik direktörü, aynı zamanda eski bir United'lı ve Ferguson'un öğrencisi. Teknik direktörlük kariyerinde Ferguson'a karşı oynadığı 9 maçın sadece ikisinden beraberlik çıkarabilmiş, diğerlerini kaybetmiş. Bu arada Ferguson'un eski öğrencilerinin teknik direktörü olduğu takımlara karşı ezici bir üstünlüğü olduğunu da aşağıdaki tablo açıkça gösteriyor. Bu açıdan bakıldığında bu hafta Wigan deplasmanında United şampiyonluğa ulaşacak gibi duruyor.
Ama dikkat çekici bir istatistik daha var. Daha önce Liverpool, Arsenal, Chelsea ve Manchester'la oynadığı hiçbir maçta beraberlik dahi alamayan Wigan, ilk defa bu sene bu takımlarla yaptığı maçlardan puan çıkardı. Hem de Manchester hariç diğer üç takımdan birden. Acaba bu hafta sıra United'a gelir mi?

Elbette istatistikler futbolda hiçbir zaman belirleyici değildir ama fazla bilgi de göz çıkarmaz herhalde...

Eriksson'a gün doğdu!

Manchester City'nin sene başında yapılan transferlere rağmen Avrupa kupalarına katılacak bir pozisyon elde edememesi başkan Shinawatra'nın canını sıkmıştı. Bu konudaki sıkıntısını Eriksson'a da aktaran başkanın İsveçli hocayı görevinden alacağı konuşuluyordu. Taraftarların Eriksson için yaptıkları destek tezahüratlarıyla eli güçlenen Eriksson, Uefa'dan gelen haberle daha rahat etti.
Uefa'nın her sene 'Fair Play' ödülü vererek liginden bir takıma Uefa Kupası'na katılma hakkı verdiği ülkeler arasına İngiltere de girdi bu sene. Uefa'nın pozitif oyun, rakibe saygı, taraftar davranışı, hakeme saygı ve kartları baz alarak yaptığı değerlendirmede seçilen ülkelerdeki takımların ligde gördüğü kartlara göre sıralama yapılıyor. İngiltere'de centilmenlik sıralamasında Tottenham, Arsenal, Manchester United ve Liverpool ilk dört sırada. Ama bu takımların hepsi zaten Avrupa kupalarına katılmayı garantilediği için 5. sıradaki Manchester City'e katılım hakkı doğuyor. Everton'ın 0.5 puan önünde yer alan City bu haftaki Middlesbrough maçını da centilmence atlatırsa seneye Uefa'da olacak. Sven'e de gün doğacak.

Bu arada Norveç, Danimarka, İsveç, Finlandiya, Almanya, İspanya ve Fransa Fair Play ödülü alan diğer ülkeler...

5 Mayıs 2008 Pazartesi

Avrupa'da bu hafta

Şampiyonu bitime 3 hafta kala belli olan İspanya ile başlayalım. Real Madrid iki farklı hocayla iki sene üst üste şampiyon olarak 'şampiyon olan hoca gönderilmez' klişesini yıktı. Osasuna deplasmanında 45 dakika 10 kişi oynadıkları maçın bitmesine 4 dakika kala attıkları 2 golle 31. kez şampiyon oldular. Geçen sene uzun yıllar unutulmayacak bir şampiyonluk kazanan Capello'yu apar topar yollayan Real'de Schuster'in geleceği tartışılıyodu ama başkan Calderon hocalarının şampiyon olamamaları halinde de takımda kalacağını, genç bir takım olduklarını ve bu gelişme sürecinde Schuster'e ihtiyaç duyduklarını söyledi. Son 11 senede 4 Barça - 4 Real şampiyonluğu gören İspanyolların hali en az bizimki kadar kötü. Tabiki tüm liglerde olduğu gibi birde gönüllerin şampiyonu var. Villareal sezon başında koyduğu hedeflere ulaşmış görünüyor. Seneye Şampiyonlar Ligindeler ve umarım bir dönemin Deportivo'su gibi olmaz sonları. Nihat ligde 17 toplamda 24 golle beklentileri karşıladı. Barcelona Lig - Kupa - Avrupa bozgunlarından sonra bu hafta Valencia'ya 6 golle patladı. Bu bile taraftarları memnun etmemiştir. Valencia bildiğiniz gibi. Yardımcı antrenör Salvador Gonzalez ile son 3 haftaya düşme hattındaki Huelva'nın 2 puan üstünde giriyorlar. Tüm sezonu sakat geçiren 1 gol atan ve hala 90 dakikayı çıkartamayan Ersen Martin ile Fatih Terim'in görüştüğü söyleniyor. Fatih Hoca böyle bi hata yapmaz diye umut ediyoruz.


Serie A'nın harareti birden arttı. Guiseppe Meazza'da Milan Şampiyonlar Ligi aşkına lider Inter'e acımadı ve bitime 2 hafta kala Roma puan farkını 3'e indirdi. Roma'nın son iki haftada bir mucizeye ihtiyacı var.Fiorentina Cagliari'ye 3 puan bırakınca dördüncülükten oldu ve Milan'ın 1 puan gerisine düştü. Livorno sempatizanlarına kötü haber. Amaranto direnişini Serie B'de sürdürecek.


Premier Lig'de Manchester United zafere emin adımlarla ilerliyor. Son hafta Wigan deplasmanından 3 puanla dönmeleri halinde şampiyon olacaklar. Tabi bu akşam erteleme maçında Newcastle Chelsea'yi mağlup etmezse. C.Ronaldo ligde 31 toplamda 41 golle tarihe geçerken ikinci kez Premier Lig'in en değerli oyuncusu seçildi. Euro 2008'de milli takımımıza karşı forma giyeceğini hatırlamak bile kokutucu.İtalya'da olduğu gibi İngiltere'de de büyükler ilk dört sırayı paylaştı. Süprizi olmayan, herkesin konumundan memnun olduğu bir sezon gibi görünüyor. İstikrarsız M.Boro'nun en golcü oyuncusu ünvanını bu hafta 8.golünü atarak Tuncay Şanlı ele geçirdi.


Bundesliga'da Bayern şampiyon olmak için son haftayı bekleyemenlerden. Zenit bozgununu erken şampiyonlukla unutturabilirler mi bilinmez. Bundesliga ve Uefa Kupasını yılın başından beri çantada gören Bayern taraftarları için buruk bir sezon. Werder ve Schalke Ş.Ligi hedeflerine çok yakın.

U-17 fikstür

Medyanın pek ilgilenmediği şampiyonayla ilgili birçok detay TFF sitesinde.

Ronaldo: "Non sono gay"


Geçen hafta patlak veren travesti skandalını bir süre reddeden Ronaldo gerçeği daha fazla saklayamamış ve Rede Globo'ya bu konuya ilgili bir röportaj vermiş. '' Uyuşturucu bağımlısı ya da gay değilim. O gece herşey nişanlımla bir tartışmayla başladı. Erkek olduklarını anladığımda bana şantaj yapmaya başladılar. Çok büyük bir hata yaptım, şimdi baştan başlamalıyım..'' Onu böyle görmek dünyanın diğer ucundaki biz hayranlarını hayal kırıklığına uğratıyor. Futbola dönmesi için hala 6-7 aya ihtiyaç duyduğunu biliyoruz. Şimdi de uyuşturucu ve travestiler. Belki de umudu kesmenin zamanı gelmiştir.

Bu arada ''Gay değilim'' diyor. Sonuna kadar inanıyoruz. La Gazzetta Dello Sport da destek verircesine '' Ronaldo'nun kadınları '' diye bir fotoğraf arşivi hazırlamış. Burdan'da görebileceğimiz 25 fotoğraf..

Wenger demişti...

Fotoğraf Milano'da bir otel lobisinden, haber Corriere dello Sport'dan. Flamini'nin ziyareti için her ne kadar doktora geldi deseler de Milan'ın bu transferi bitirdiği söyleniyor. Galliani "Dört yıllık imza atacak." dedi. Fotoğraf da en büyük kanıtı. Gattuso'nun alternatifi bulundu galiba. O da şimdiden Milano'ya alışmaya başlamış. Akşam Kaladze'yle yemek yemişler. Corriere dello Sport yakaladığı haberi sonuna kadar süslemiş. Flamini'nin kot, ceket ve siyah gömlek giydiğini bile yazmışlar...

Ne demişti Wenger? "Haftalık 50bin pound teklif ettim ve kararını bildirmesi için zaman verdim. Ek süre istedi. Bizi saf zannediyor. Arsenal'de kalmak isteyen imzayı atardı. Giderse para için gidecek. Kendisi bilir..."

Biraz geç olmadı mı?

Geçen hafta yaptığı çirkin imadan geç de olsa geri dönmeyi bilmiş Ercan Saatçi. Özür diliyor ama yaptığı imadan ötürü kendisini suçlayanlara anlamsızca cevap vermeye çalışıyor hala. Street Fighter'dan haberi yokmuş. 1989 çıkışlı bir oyun. İlk çıktığında tutmasa da 1992'de çıkan Street Fighter 2, oyun tarihinin fenomenlerindendir. Maksadımız Ercan Saattçi'ye yardımcı olmak...
"Geçen hafta yazdığım bu yazıdan sonra iyi bir ders aldım. Türk halkının büyük bir kısmı (ben de dahil) "street fighter" oyununu ve bu oyunun grafiğini ne kadar bilir tartışılır. Sergilenen gösteri bu oyunu anlatıyormuş. Neyse benim değinmek istediğim şey, çeşitli kişilerin ortalığı ayağa kaldırdıkları o "ima" değildi. Bu nedenle çok samimiyetimle söylüyorum, Galatasaray’lı dostlarımızı bilmeden de olsa kırdıysam özür dilerim."

Yazının tamamı;

2005 Ruhu döner mi?

Milli Takımımız turnuvaya mükemmel başladı. Hollanda'yı 3-0'la geçtiler. İskoçya maçını da kazanıp Sırbistan maçına liderlik için çıkacaklardır muhtemelen.
Goller: Öztürk Karataş 11, Eren Albayrak 71, Muhammet Demir 80+1


Başladı!

Uefa U - 17 Şampiyonası başladı. Geleceğin yıldızları turnuva boyunca Antalya'da olacak. Maçları Eurosport yayınlıyor. İlk gün maçları tamamlandı.

A Grubu
Türkiye 3 - Hollanda 0
İskoçya 0 - Sırbistan 2
B Grubu
Fransa 2 - İrlanda Cumhuriyeti 0
İspanya 2 - İsviçre 0

Şampi değil Şampiyon artık!

Matematiksel hesaplar falan boş. Oftaş maçını da güle oynaya kazanır Galatasaray. Sivas için söyleyeceklerimizi söyledik önceki postta. Ama geldikleri nokta için sonuna kadar helal olsun. Şampiyonluk gittiği için herkes Zico'nun kellesinin peşine düştü. Temmuz'daki seçimlerden önce Cem Uzan'ın seçim geyikleri diye yapılan esprilerden birisinde "Fenerbahçe'nin Avrupa Kupaları Tarihi silinecek" diye dalga geçiliyordu. Şimdi ise çeyrek finale çıkaran teknik direktörün gitmesi isteniyor. Yılmaz Vural mı yönetiyor bu yorumları yapanları anlamadım...

Sivasspor neden kazanamadı?

Herkes skora göre bir sürü yorum yapacaktır zaten. Bana göre Sivas'ın kazanamamasının tek bir sebebi var. Yönetim kurulu ve Bülent Uygun. Galatasaray şampiyonluğu büyük ölçüde garantilemesine rağmen, İstanbul'a döndüğü gibi kampa girecek. Basınla sadece bazı oyuncular görüşebilecek, antrenmanların sadece bir kısmında gazetecilere görüntü izni verilecek. Oftaş maçı herkese göre bir formalite şu anda ama Galatasaray ciddiyetten ödün vermiyor.

Peki Sivasspor ne yaptı? Taktik antrenmanları geçtim, kondisyon antrenmalarını bile açtı herkese. Bir de oyuncuları motive etmek için 10. Yıl Marşı ve Mehter Marşı dinletiyor Uygun. Savaşa gidecek ya futbolcular çok mantıklı seçim. Maçtan bir gün önce gazeteye bakıyorum. Mehmet Yıldız Sivas'taki tarihi bir caminin önünde "Zafer bizim olacak." diye röportaj vermiş. Sadece Galatasaray maçı için söylemiyorum. Fenerbahçe ve Beşiktaş maçlarından önce de aynı sahneler yaşandı. Futbol toplarından 'gol' diye yazıp poz verenler, "Fener'e golüm var." diye baş parmağıyla işaret yapanlar... Bir başka hata da Bülent Uygun ve Mecnun Odyakmaz'ın sürekli demeç vermesi. Özellikle Bülent Uygun. Hiç susmuyor. Her gün basın toplantısı yapan bir teknik direktör var mı ondan başka? Tamam anladık 10 trilyonluk takımsınız. Ama bu iş ters tepiyor artık vazgeçin.
Şampiyon olmak takım oyunu ve futbolcuların özverisiyle olmuyor. Profesyonel yöneticilik hamleleri ve ağız ishali olmayan bir teknik direktör de gerektirir...

4 Mayıs 2008 Pazar

Suat Mamat

Futbol daha çok takım oyununa dayalı bir spor haline geldiğinden beri eskisi gibi yıldızlar yetişmiyor derler ya hep. Örnek olarak sadece Zidane'ı gösterip Maradona, Pele, Garrincha, Puskas gibileri arayanlar için bir örnek de ülkemizden. Suat Mamat. Rövaşata konusunda Tanju Çolak'dan bile daha iyiydi ve bu vuruşun Türkiye'deki öncüsüydü. Galatasaray ve Beşiktaş tarihinin önemli isimlerindendir. Katıldığımız ilk Dünya Kupası olan 1954'de ilk kupa golümüz ondan geldi. Yine o dönemin futbolcusu Burhan Sargun ve İlhan Mansız'la beraber Dünya Kupaları'ndaki en golcü üç futbolcudan biri. Eskilere, eskileri özletecek futbolculardan birisi hakikaten. İki fotoğraf da birbirinden güzel. (ilki antrenmanda) Özlenmeyecek gibi değil...

Mourinho farkı

Premier Lig kurulduğundan bu yana, Manchester United'ın ezici bir üstünlüğü olabilir ama 2004 yılından, yani Mourinho'nun geliş tarihinden itibaren ligi ele aldığımızda Chelsea Manchester'ın önünde ve ligin lideri. Oynanan 150 maç ve puan durumu aşağıda...

(Bu haftaki maçlar dahil değildir. Stamford Bridge'de 2-1 biten maç itibariyle oluşan puan durumudur...)