14 Haziran 2008 Cumartesi

Hollanda 4 - Fransa 1

Hollanda'ya turnuva öncesi asla şans vermedim hala da vermiyor ve Portekiz ya da Almanya'dan iyi olduklarına inanmıyorum. Ama reddedilemeyecek de bir gerçek var ki bu turnuvada 4-3-3'ü en iyi uygulayan ve en iyi kontraatağa çıkan takım onlar. İtalya maçında çizgiden çevirdikleri iki toptan da 30 saniye sonra gol attılar. Bugün bir farkla öndeler. Fransa bastırıyor. Golü yiyecekler diye bakarken bir hızlı hücumla golü buluyorlar...
Özellikle ikinci yarının başında Van Basten'e salak gözüyle bakıyordum. Kuijt-Engelaar'ı çıkarıp Robben-Van Persie'yi alması çılgınlıktı bana göre. İtirazım Kuijt'e değil elbet ama Engelaar'ın çıkmasıyla De Jong'un savunmanın önünde tek başına bırakılmasını anlayamamıştım. Dediğim çıkacak Fransa bastırıyor derken Robben kesti Van Persie golü attı. Sneijder'e ayrı bir paragraf açmak lazım. Üç yıl içinde Ajax'ın gelecek vadeden oyunculuğundan Real Madrid'in yıldızlığına terfi etti. Şimdi ise tam bir dünya yıldızı gibi oynuyor. Böyle devam ederse takımı tek başına şampiyonluğa bile götürebilir. Hücum hattına zaten söyleyecek bir şey yok Hollanda'nın ama benim anlayamadığım, elemelerde savunması dökülen Hollanda'nın bu kadar kısa sürede bu işe nasıl çözüm bulduğu. Tabi bir de ilk kadrodan çıkarılıp Babel'in sakatlığı sonrası tekrar çağırılan Boulahrouz'un nasıl ilk 11 oynadığı...
Fransa'da bir devrin sonu geldi artık. Coupet, Gallas, Thuram, Makalele gibi oyuncular son turnuvalarında. Henry, Vieira, Sagnol bir dahaki turnuvaya çağırılırlar mı belirsiz. İşin kötüsü arkadan gelen jenerasyonun önceki kadar iyi olmaması. Açıkça görüldü ki Fransa Zidane ve Vieira olmadan oynamayı hala beceremiyor. Toulalan orta sahada ne kadar iyi niyetle çalışsa da yetersiz. Zidane'dan sonra ne Henry ne de Ribery bu takımın yeni lideri olacak kapasitede değil. Nasri'ye, Benzema'ya hiç girmiyorum. Aslında hiçbirinin ne kadar mükemmel oyuncular olduğuna itirazım yok. Ama Fransızlar Zidane'a alışmışlıktan hala kurtulamamış. Makalele - Vieira ikilisi de bozulunca göbekten atılan tüm toplarda Thuram ve Gallas çaresiz kalıyor. Bir önemli nokta daha var. Eskiden yedek kulübesi bakımından büyük zenginliği olan ve her an sonucu değiştirebilecek oyuncular barındıran Fransa'da artık kurtarıcı olarak Gomis oyuna sürülüyor. Varın gerisini siz düşünün...

1 yorum:

Beercholic dedi ki...

Hollanda 2 maçta da golleri erken bulmanın avantajını yaşadı ve Van Der Sar olmasa 2 maçta da rakipleri geri dönebilecek pozisyonları buldular. Yani defansı hala S.O.S. veriyor Hollanda'nın bana göre. Yatsınlar kalksınlar kalecileri Van Der Sar'a dua etsinler... Yine de buradan babama sesleniyorum; "İyi ki 2000 yılında bana Hollanda forması almışsın babacığım. Sempatizanı olduğum ülkenin Milli Takımı, her turnuvada göze hoş gelen bir futbol oynuyor ve çokta sempatikler!"