24 Mart 2008 Pazartesi

Keyifli haftasonu...


Beş hafta öncesine kadar şampiyonluğun en büyük favorisiydi Arsenal. Maçlarını güle oynaya kazanıyor, artık düşüşe geçeceğini umanları her hafta bir kez daha susturuyordu. Eduardo'yu kaybettikleri haftayla beraber son beş maçta dört beraberlik, bir mağlubiyet aldılar. Şimdi üçüncü sırada ve Manchester'ın altı puan gerisindeler. Yedi hafta kala Manchester Ronaldo'nun mükemmel formuyla bu şampiyonluğu vermez artık. Arsenal'i de Old Trafford'da ağırlayacaklarını düşünürsek. Önce Lig kupasını ardından da Federasyon kupasını kaybeden Chelsea ikinci sıraya yerleşerek Grant'i şimdilik rahatlattı. Yerine düşünülen isimler arasına Terim de girdi bu hafta. Yazan da Daily Mirror. Mascherano'nun müthiş çabalarıyla Manchester'dan üç yiyen Liverpool'da Benitez hala şampiyonluk umudu falan derse zekasından şüphe ederim. Everton'a da birşeyler oldu. Uefa'dan elendikten sonra Fulham deplasmanındaki üst üste dokuzuncu kez yenildiler. Bu hafta da West Ham'a puan verdiler. Şampiyonlar Ligi için bir an önce toparlanmaları lazım. Haftanın sürprizi Sunderland'den geldi. Deplasmanda ilk kez kazandılar. Keegan'da ilk galibiyetini ilginç bir şekilde Owen'ı forvet arkası oynatarak kazandı. Derby'i boş geçmeyen Tuncay'a da tebrikler. Jewell'ın seks skandalı da Derby'nin rekora giden sezonunu en güzel şekilde açıklamış oldu...


İtalya'ya heyecan yeniden geldi. Artık puan farkı dört. Inter hala yeterince avantajlı ama Romalılar'a bir heyecan geldiği de aşikar. Inter'in Milan ve Fiorentina'yla oynayacağı maçlar ligin kaderini çizer. Penaltı golcüsü Ibrahimovic artık biraz daha ciddi olsa iyi olacak. Trezeguet Domenech'e selamı çaktı iki gün sonra milli takıma döndü. Benzema'nın katkısıyla da olsa. Fiorentina-Milan puan farkı bu hafta da korundu. Pato kesinlikle ilk dörtte yer alacaklarını söylemiş. Daha tanıyamadığı kesin Milan'ı. İlk dörde girerlerse Galliani revizyonu erteler yine. Pato'da amcalarıyla oynamaya devam eder. 20. Cagliari'yle 14. Torino arasındaki puan farkı 6. Kesin düşer denilebilecek bir takım yok...


İspanya'da fark bu sefer de dörde düştü. Madrid 36. hafta Barca'yı ağırlayacak. O zamana kadar da böyle inip çıkmaya devam eder bu fark. Dananın kuyruğu da o maçta kopar. Valencia'ya bir haller oldu. Önce Barcelona'yı sonra da Real Madrid'i yendiler aynı skorlarla. Koeman güvenimiz yerine geldi, bizi tutmak zor türünden açıklamalar yapmış. Laudrup kupayı alırsa elinden aynı yürekli açıklamaları bekliyorum kendisinden. Villa ve Raul'a da selam olsun burdan. Siz ne özel oyuncularsınız öyle. Villarreal Şampiyonlar Ligi'ne gider artık. 2006'da finali kaçırdılar. Seneye de renk katacaklarından eminim. Atletico Sevilla'ya, Aguero Palop'a, Maresca'da Aguero'ya! çaktı. Atletico bu sene de kalamazsa Şampiyonlar Ligi'ne umudumu kesecektim. O kadroyla ilk dördü çoktan garantilemiş olmaları gerekirdi ya neyse. Aguirre Osasuna'dan sonra Atletico'yu da sokacak gibi duruyor ilk dörde. Levante, Murcia düştü artık. Son takım için yedi aday var. Benim favorim Vallodolid...


Almanya'da Bayern her hafta kazanıyor. Arkasındakilerden birisi mutlaka puan kaybettiğinden puan farkı da açılıyor her hafta. Bu hafta da Werder'le Hamburg yardımcı oldu onlara. Bitime dokuz hafta kaldı. Hamburg, Werder, Schalke, Leverkusen ve Stuttgart'tan kim Şampiyonlar Ligi'ne kim Uefa'ya gider belirsiz. Aralarında yapacakları maçlardan sonra netleşir durum. Düşmek için beş aday var. Kesin denilebilecek kimse yok. Gönlüm Nürnberg'in düşmesine razı değil. Umarım kurtulular. Bu arada Stuttgart'ın son golü Yıldıraydan...



Hollanda'da Psv üst üste dördüncü şampiyonluğu garantiledi gibi. Bitime dört hafta var ve yedi puan farkla liderler. Lyon Bordeaux arasındaki puan farkı iki hafta önce üçtü. Şimdi dokuz. Bitime sekiz hafta var ve yedinci şampiyonluk artık cepte gibi...

Hiç yorum yok: